Türkiye sermayesi (burjuvazisi) arasında ki kavga o kadar sertleşti ki, kavganın boyutu ülkenin en ücra sokağı, caddesine kadar indi.
20 Yıllık AKP iktidarı ve doğal olarak lideri Erdoğan ile birlikte ortağı MHP ve lideri Devlet Bahçeli getirdi propagandasını ‘milli’, ‘yerli’, ‘Anti-Emperyalist’, ‘Anti-Faşist’ kavramları bile tersyüz etti.
Cumartesi günü 6 Mayıs’tı 6 Mayıs ülkede, Mayıs Hıdırellez (Darda Kalanlara Hızır’ın yetişme günü) olarak ve 1972 Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan idam edildiği gün olarak bilinir.
İdamın ana gerekçesi gerçekten, ‘Tam bağımsız Türkiye’, ‘Kahrolsun ABD Emperyalizmi’ sloganları üzerine oturtulmuş ve bunun karşısında olanlar ise bu idamı gerçekleştirmişlerdir.
AKP iktidarı ve Lideri Erdoğan bugün ‘Anti-Emperyalizm’ diye kendini geçmişte sosyalizm mücadelesine adamış, bedeller ödemiş kimi kadroları bile neredeyse inandırmış durumda.
Bu kadroların bu sele kapıldığı yerde halkın bu kadar ayakta kalması ve iktidara karşı seslerini yükseltmesinden daha onurlu ne olabilir.
İktidarın propaganda araçları olarak seçimin neredeyse favorisi durumuna gelen ‘TOGG’lar, ‘GAZ’, ‘SİHA’ların halkın gündelik yaşamına müdahalede çözüm olmadığını bu halk biliyor.
Halkın bu tür çıkışlarla seçim sandığında düşüncesinin değişmesine neden olmayacağını iktidar ve ortakları da çok iyi biliyor.
Peki o zaman iktidar TOGG’u, ‘GAZ’ı, ve ‘İnsansız hava araçlarını neden seçim malzemesi yapıyor.
İşte iktidar bunları o karşı çıkıyormuş gibi gösterdiği, ‘milli’ vb diye yalandan söylem geliştirdiğinin tersine aslında o özendiği Emperyalist ülkeler gibi olmak o ligdeki basamakları tırmanmak için yapıyor.
Bunu yaparken ülkenin bugüne kadarki klasik söylemle, Koç’lar’la, Sabancılar, Eczacıbaşıları onların küresel temsilcisi TUSİAD’la kavga ederek geliyor.
TUSİAD’ın karşısında kendi yarattığı yeşil sermeye diye tarif edilen MUSİAD’larla gelmek istiyor.
Bir hafızanızı yoklayın, ülkede Araba-taşıt üreticisi hangi grup. (Tofaş-Reno), Gaz’Petrol vb.(Aygaz vb.) Kim bunlar işte 51 Yıl önce idam edilen Denizlerin karşı çıktığı uluslararası tekellerle iç içe geçmiş, politik dilde Türkiye Burjuvazisinin en üstünde yer alan kesimi.Buna o tarihlerden bugüne OYAK gibi ordu yardımlaşma kurumlarını da düşündüğünüzde sermayenin kiminle hangi uluslararası sermayeyle iç içe geçtiğini görüyoruz.
Şimdi Koç’lar, Sabancıların dünyanın hangi noktalarında üterim-pazarlama-hizmet yaptıklarını google girdiğiniz de çok rahat görebilirsiniz.
İşte AKP’nin ve onun etrafında palazlanan yeni sermaye grubunun kendi aralarında verdiği bu kavgadır ki, bizi sokakta TOGG’diye caddelerimize kadar getiren, bu aya Gaz bedava dedirten.
Bu iki türlü bir ülkenin dünyadaki gelişmelerle bir anlamda üst üste düşmesine hizmet ederken diğer yandan da bu gelişmeden aslan payını alam kavgası. Bütün mesele bu.
Yoksa halk bilmiyor mu TOGG’u alamayacağını. Üstelik halk içinde arabaların hangi model, hangi motor kapasitesine sahip, nerede nasıl üretildiğinin nereden anlaşılacağının bilinmesi konusunda oldukça gelişkin olduğunu bilmek lazım.Arabaların yerli mi? Milli mi? diye öyle Şehir şehir gezdirmeye gerek yok, bugün ortaokul çağındaki gençlere sorun sizlerin, bizlerin bindiği arabayı sizden bizden daha iyi tarif ediyor.Kaç beygir motor olduğunu, Km’de ne kadar yakıt yaktığını, güvenli mi değimliye kadar herşey halkın kullanımda.O nedenle bu reklamların amacı halka değil, iktidarları iktidar yapan sermayeye mesajlar.Sermayenin kendi içinde ki sertleşen ve iyice kavgaya dönüşen ve hergün yutube kanalarından dökülen pisliklerin kavgası.Bu TOGG’un, GAZ’ın, SİHA’ların halkın geleceğinde değil tam tersi geleceksizleşmesinde bir propaganda aracı olduğunu bilmek lazım.
Bu sayı 14 Mayıs’tan önceki son sayı. Sonraki haber yorumları yine hep birlikte değerlendireceğiz.Son viraj, büyük dönemeç, ne dersek diyelim.Şunu biliyoruz ki ülkemiz çok karanlık dönemlerden, çok kanlı katliamlardan, yoksulluklardan, kıtlıklardan, iş cinayetlerinden, depremlerde,sellerde doğal afetlerde 10 binlerce insanımızı kaybederek geldiğimiz bir zaman dilimindeyiz.İnsan oğlu her acıyı, her sıkıntıyı mutlaka atlatıyor.Bu bazen ağır bedeller ödeyerek bazen de ödenmiş bedellerin artık yeniden ödenmemesini gönüllü olarak isteyerek ve yaşayarak öğreniyor.İşte 14 Mayıs Cumhuriyetin kuruluşunun 100.Yılına denk geliyor.Bu Yüzyıl insanlığımız, Türkiye insanı için öyle çok mutlu ve huzurlu geçmediğini biliyoruz.Ama yaşananlardan ders çıkarabilirsek, daha iyi bir Türkiye yaratma mücadelesinde önemli bir adım atmış olacağız.
Bu 14 Mayıs’ ülkede olmadığı kadar Toplumsal muhalefetin birlikte hareket ettiği bir gün olarak tarihe geçiyor.
Umuyorum daha özgür , yoksulluğun, ötekileştirmelerin daha aza indiği bir Türkiye’yi birlikte kurabiliriz.
Bu bizim elimizde.
Haydi Sandığa.
Bu köhne düzene hayır demeye
Sağlıcakla kalın
