Kdz. Ereğli,Ustamemedeoğlu tersanesinde gemi sökümü yapıldığı ve bunun çevreye ve insana vereceği tahribat bölge halkını tedirgin etti

Kdz.Ereğli Çevre Gönüllülerinden Çetin Yılmaz, konuyla ilgili daha önce tersaneye baskın yaparak söküm yapıldığı gözler önüne serdi. Ancak ilgili kurumlar “Söküm değil tamirat yapılıyor” şeklinde açıklama yaptı.
Çetin Yılmaz, tüm bu açıklamalar sonrasın söküm işleminin devam ettiğini  belirterek “Çalışmalar ve Kesim işlemleri devam ediyor.

Bir başka geminin güvertesi kesilerek bir tıra yüklenerek hurdaya gönderiliyor” dedi.

Yılmaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Gemi tadilat ve tamiratı adı altında gemi sökümü yapılıyor. Endişeliyiz, kanunlar ve yönetmeliklere hile yapılıyor..
11 Eylül günü gemi söküm işlemini kamu oyuna deşifre etmiştik.

Gelişmeler;
Ereğli Kaymakamlığı gemi söküm işlemini durdurmuştu. İl Çevre Müdürlüğü asbest için numuneler almıştı.
Liman Başkanlığı; Geminin Makine dairesi ve borularının Asbest ile izole edildiğini kabul etmişti.
Bu bilgileri veren Liman Başkanı görevinden alınarak başka göreve atanmıştı.
TSO Başkanı Kamuoyunu yanıltmak için sökülen geminin kızaktan düşüp parçalandığını açıklamıştı.
Bazı kurumlar ve platformlar. ‘’Bir gemi sökümü olmadığını, balık çiftçiliği için Ereğli’ye  getirilmiş gemilerden söz etmişti’’
Birkaç yerel gazete dışında, kamuoyuna bilinçli olarak  yanlış ve eksik bilgi verilmişti..
İl Çevre Müdürlüğü’nün asbest tespiti için aldığı numuneler ile ilgili bir bilgilendirme yaptığını duymadık.
Kaymakamlığın durdurma kararını kaldırdığı ile ilgili bir duyumda almadık.

Bugün ,o gemilerin olduğu yerdeki gelişmeler;
Bir kısmı yer altına gömülü olan geminin enkazı şirket tarafından çıkarılmış. Çalışmalar ve Kesim işlemleri devam ediyor.
Bir başka geminin güvertesi kesilerek bir tıra yüklenerek hurdaya gönderiliyor..
Yeraltına gömülü olan geminin çıkarıldığı çukura cüruf dolduruluyor.. Cüruf ile temas ettiğinde ağır metal kirliliği yaptığı mahkeme karaları ve TÜBİTAK raporları ile kesinleşmişti..
Kentimizde halk sağlığı ile ilgili kurumların sesini bekliyoruz.
Yerel yönetimler ve siyasi partiler, kendisini sivil toplum örgütü diye niteleyen kurumlar bugün değilse ne zaman?

Endişeliyiz…

Reklam